Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, bölgede hala bir tehdit oluşturan DEAŞ terör örgütünün devam eden tehlikesine dikkat çekerek, Irak sınırının Suriye tarafında bulunan DEAŞ varlığı konusunda endişeli olduğunu ifade etti.

Bu açıklamalar, Suudi Arabistan'ın ev sahipliğinde düzenlenen ve Suriye'ye ilişkin genişletilmiş bakanlar toplantısına katılımı sırasında yapıldı.

Dışişleri Bakanlığı'nın yayınladığı bir bildiride, Fuad Hüseyin'in toplantıda yaptığı konuşmada, "Bu toplantılara ev sahipliği yaptığı için Suudi Arabistan’a teşekkürlerini sunduğu ve Suriye'nin karşı karşıya olduğu zorluklara karşı uluslararası iş birliği ve diyaloğun önemini vurguladığı" belirtildi.

Bildiride, Hüseyin'in konuşmasında Suriye'deki değişim ile Irak'ın belli bir dönemde yaşadığı siyasi değişim arasında benzerlik olduğuna değindiği aktarıldı. Bakan Hüseyin, "Irak'ta bir dönem Baas Partisi ile savaşıyorduk. Baas'ı en iyi tanıyanlar, Iraklı muhaliflerdir. Bu nedenle, Suriye halkının, her şeyi kontrol eden, bireysel otoriteye dayalı, iç savaşlara ve uluslararası izolasyona yol açan totaliter bir parti altında yaşadığı acıları çok iyi anlıyoruz." dedi.

Hüseyin, Irak'ın, uluslararası toplumun desteğiyle 2003 yılında bu tür bir rejimi sona erdirmeyi başardığını belirterek, Suriye'nin de benzer şekilde Baas rejimine karşı uluslararası toplumun ve Suriye halkının mücadelesiyle bir değişim sürecine girdiğini ifade etti.

Bakan, Suriye'de Baas Partisi deneyiminin çöküşünün ardından yeni bir deneyimin nasıl inşa edileceği sorusunu gündeme getirdi ve Irak'ın deneyimlerinden ders alınarak Suriye'nin bu süreçte bazı olumsuzluklardan kaçınması ve pozitif yönleri benimsemesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, bu derslerin göz ardı edilmesinin ciddi sonuçlara yol açabileceği uyarısında bulundu.

Bakan Hüseyin, Suriye halkının siyasi geleceğini şekillendirme konusundaki karar ve iradesine saygı duyulması gerektiğini vurgulayarak, Suriye'deki toplumun çok bileşenli yapısının dikkate alınmasının önemine işaret etti. Şeffaf bir şekilde tüm mezhep ve etnik grupların temsilcilerinin katılacağı kapsayıcı bir siyasi sürecin başlatılması gerektiğini ifade eden Hüseyin, "Ulusal Meclis'in oluşumu, gündemi ve anayasa yapım süreçlerine dair sorularını" dile getirdi.

DEAŞ tehdidine dikkat çeken Hüseyin, örgütün bölgede hala bir tehlike teşkil ettiğini ve özellikle sınırın Suriye tarafındaki varlığından duyulan endişeyi dile getirdi. DEAŞ savaşçılarının sayısındaki artışa ve yeni silahlar ele geçirmelerine değinen Hüseyin, bu durumun bölge için daha büyük bir tehdit oluşturduğunu belirtti.

Hüseyin, Irak'ın Suriye Demokratik Güçleri'nin kontrolündeki 26 cezaevindeki durumu yakından izlediğini ve bu cezaevlerinde 10 binden fazla DEAŞ üyesi ve liderinin bulunduğunu ifade etti.

Süregelen çatışmaların bu teröristlerin kaçmasına veya serbest bırakılmasına yol açabileceğinden endişe duyduklarını vurgulayan Hüseyin, özellikle Hol Kampı'ndaki durumun tehlikeli bir noktaya ulaşabileceğini belirtti. DEAŞ'ın bu bölgelerde kontrolü ele geçirip sınırı aşarak Irak veya başka ülkelere yönelmesi durumunda neler olabileceğini sorguladı.

Bakan, DEAŞ tehdidine karşı bölgesel iş birliğinin önemini vurgulayarak, Horan Vadisi'nin Anbar ile Dera arasında uzandığını ve DEAŞ unsurlarının hareketleri için bir geçiş yolu haline geldiğini belirtti.

 Suriye'deki bileşenlerin ve mezheplerin dışlanmasının veya tek taraflı bir yönetimin benimsenmesinin istikrarı sağlamayacağını ifade eden Hüseyin, kapsamlı bir iş birliğiyle barış ve istikrarın sağlanmasının gerekliliğine dikkat çekti.

Son olarak Hüseyin, Irak'ın DEAŞ ve diğer teröristlerle mücadeledeki deneyimlerini paylaşmaya hazır olduğunu ve bu deneyimlerin Suriye'deki güvenlik ve istikrarın sağlanmasına katkıda bulunabileceğini belirtti. Suriye halkının daha iyi bir geleceğe ulaşmasını destekleyecek bu deneyimlerin, bölgesel barış ve istikrar için bir model teşkil edebileceğini sözlerine ekledi.