Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP'ye yönelik "Bizim üzerimizden hesap görme yanlışına düşmesinler. Çünkü bizim onların hançer siyasetiyle oyalanacak ne vaktimiz var ne sabrımız var ne de bu rezaletleri kaldıracak midemiz var." dedi.
Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, muhalefetin engellemelerine, yavaşlatma girişimlerine, polemiklerine prim vermeden bu yüce çatı altında Türkiye'ye aşkla hizmet edeceklerini belirtti.
Partisine oy versin veya vermesin her bir vatandaşın emanetinin, kendilerinin omuzlarında olduğuna işaret eden Erdoğan, milletin emanetine hakkıyla sahip çıkan tüm milletvekillerini ayrı ayrı tebrik etti.
Cumhur İttifakı ortakları olan MHP milletvekillerine teşekkür eden Erdoğan, "Rabb'im dayanışmamızı daim eylesin." diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye bir kez daha geçmiş olsun dileklerini ileten Erdoğan, Bahçeli'nin sağlığına kavuşmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 12 Ekim'de başlayan belde, ilçe ve il kongrelerini, 7 Şubat'ta yapılan İstanbul İl Kongresi ile tamamladıklarını hatırlatarak, Genel Merkez Gençlik Kolları ve Kadın Kolları Kongrelerini de başarıyla gerçekleştirdiklerini söyledi.
İl kongrelerinden 29'una bizzat iştirak ettiğini, kendisinin gidemediklerine ise bakanlar, genel başkan yardımcıları, milletvekilleri, Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığını anlatan Erdoğan, "Kongrelerimizin tamamında coşku, birliktelik, kardeşlik ve dayanışma had safhadaydı. Kongre salonlarında teşkilatımızla hasretle, aşkla kucaklaştık. Vatandaşlarımızın sokaklara ve yollara taşan teveccühüne mazhar olduk. Hanımefendilerden gençlerimize, teşkilatımızın her bir neferinin bitmeyen enerjisine şahitlik ettik." değerlendirmelerinde bulundu.
Kongrelerin, sadece atmosfer itibarıyla değil, beklentilerin karşılanması açısından da örnek olduğuna işaret eden Erdoğan, "İlçe başkanlıklarında yüzde 65, il başkanlıklarında ise yüzde 75 oranında bir değişim yaşandı. Birbirimizi üzmeden, kırmadan, dökmeden, hamdolsun bu süreci suhuletle yönettik. Partimize, hareketimize, dava ve yol arkadaşlığımıza yakışır bir şekilde kongre maratonumuzun son düzlüğüne ulaşmış bulunuyoruz." ifadesini kullandı.
- "Konu yargıya da intikal ettiğine göre, gitsinler kozlarını mahkemede paylaşsınlar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun ne kadar kıymetli olduğunu, son günlerde başka siyasi partilerle ilgili alevlenen tartışmalara baktıklarında daha iyi anladıklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Lafa gelince şeffaflık ve dürüstlüğü hiç kimseye bırakmayanların çevirdikleri dolaplar yavaş yavaş ortalığa saçılmaya başladı. Medyaya, sosyal medyaya ve gazetelere yansıyan iddiaların yenilir yutulur bir tarafı yok. Bakın burada şunu söylemek mecburiyetindeyim: Türkiye Yüzyılı'nı konuştuğumuz bir dönemde, Türk siyasetinin bu tür yüz kızartıcı ithamlarla gündeme gelmesinden, onlar adına biz utanıyoruz. Ana muhalefet cephesinde patlak veren iddiaları, kendi seçmenlerinin de büyük bir taaccüp ve teessüfle takip ettiğine inanıyorum. Temennimiz ortaya dökülen bu pisliklerin ana muhalefette bir arınmaya ve temizlenmeye vesile olmasıdır. Para kulelerinin temsil ettiği mülevves anlayışın önce ana muhalefetten, sonra da siyaset kurumundan sökülüp atılması şart. İster ülke genelinde isterse siyasi parti bünyesinde olsun, sandığın itibarına gölge düşüren her türlü gayrimeşru tasarrufun reddedilmesi, Türk demokrasinin saygınlığı adına önemli bir kazanım olacaktır."
Erdoğan, son tartışmalarda kendilerinin tavrının belli olduğunu ifade ederek, "Biz şeffaflığın, dürüstlüğün ve seçmen iradesinin hiçbir müdahaleye maruz kalmadan özgürce tecelli etmesinden yanayız. Eskisi ve yenisi ile CHP genel başkanlarının içinde debelendikleri gayya kuyusuna bizi de çekmelerine müsaade etmeyeceğiz. Onlara önerimiz şudur; kapanmamış bir hesapları varsa buna bizi alet etmesinler. Konu yargıya da intikal ettiğine göre, gitsinler kozlarını mahkemede paylaşsınlar. Ama bizim üzerimizden hesap görme yanlışına düşmesinler. Çünkü bizim onların hançer siyasetiyle oyalanacak ne vaktimiz var ne sabrımız var ne de bu rezaletleri kaldıracak midemiz var. Bakın biz ne hançer biliriz ne de şaibeli iş yaparız. Siyasette de devlet idaresinde de bütün işlerimizi daima kanuna, nizama, teamüllere ve etik değerlere uygun icra ederiz." değerlendirmelerinde bulundu.
- "Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin, kuruluşundan itibaren temiz, ilkeli, ahlaklı siyaseti kendisine rehber edinmiş bir parti olduğunu belirterek, "AK Parti olarak bizim alametifarikamız; dürüstlüğümüzdür, hasbiliğimizdir, samimiyetimizdir. AK kadronun ortak paydası; kardeşliktir, muhabbettir, dayanışmadır. İşte bundan dolayıdır ki, AK Parti'de kavga, gerilim, çatışma ve tefrika bekleyenler bugüne kadar hep avuçlarını yaladılar. Bu gelenek inşallah 23 Şubat'ta gerçekleştireceğimiz 8. Olağan Büyük Kongre'mizde de bozulmayacak. Yurt içinden ve yurt dışından gelecek misafirlerimizin özellikle şahitliğinde yeni bir dönemin kapılarını açacağız." diye konuştu.
Bununla ilgili hazırlıkları yoğun bir şekilde yürüttüklerini anlatan Erdoğan, "Emektarlarımızın tecrübesini, gençlerimizin dinamizmi ile harmanlayarak, güçlü bir vizyon, program ve kadroyla milletimizin huzuruna çıkacağız. Allah'ın izniyle bunu da AK Parti'nin dava ahlakına yakışan bir olgunlukla, herhangi bir kopuşa ve ayrılığa mahal vermeden başaracağız." dedi.
Belde, ilçe ve il kongrelerinde nöbet değişimine gittikleri her kademedeki isme başarılar dileyen Erdoğan, hizmetleri ve fedakarlıkları için bayrağı devredenler ile kongrelerin AK Parti'ye yakışır bir atmosferde icra edilmesine katkıda bulunanlara teşekkür etti. Erdoğan, ebediyete intikal eden dava arkadaşlarına da Allah'tan rahmet diledi.
Erdoğan, muhalefetin gündemi ile kendi gündemleri arasındaki devasa farkın her gün biraz daha belirgin hale geldiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hep söylüyorum: Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri bile yetişemez. 3 ülkeyi kapsayan Güneydoğu Asya seyahatimiz, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir. Burada öncelikle şunu ifade etmek isterim; büyük devlet, sadece lafla olunmaz. Büyük devlet olmak için tıpkı ecdadımız gibi büyük hayaller kurmak, büyük hedefler belirlemek gerekir. Her 3 seyahatimizde de Türkiye'nin ve Türk milletinin büyüklüğünü çok yakından müşahede ettik. Görüyoruz ki Türkiye, dış politikada kalıpları yıkmaya, ezberleri bozmaya, tarihi mirasıyla uyumlu yepyeni bir başarı hikayesi yazmaya devam ediyor. Küresel siyasette kritik değişimlerin yaşandığı, ticaret savaşlarının tekrar konuşulmaya başlandığı bir dönemde gerçekleştirdiğimiz bu ziyaretimiz son derece önemliydi. Seyahatimiz boyunca tarihiyle, kültürüyle, değerleri ve vicdanıyla büyük bir milletin mensubu olmaktan bir kere daha gurur duyduk."