Kovid-19 salgınının küresel sağlık acil durumu olarak sona ermesinin, salgının tehdit olarak sona erdiği anlamına gelmediğini vurgulayan DSÖ Genel Direktörü Ghebreyesus, farklı varyantların ortaya çıkma tehdidinin devam ettiğini belirtti.
DSÖ'nün en üst karar alma organı olan Dünya Sağlık Asamblesinin (DSA) 76'ncısı ikinci gününde de devam ediyor.
Birleşmiş Milletlerin (BM) Cenevre ofisinde düzenlenen DSA'ya, Ghebreyesus'un yanı sıra DSÖ'ye üye ülkelerin devlet başkanları ve delegasyonları, Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Güven Begeç, büyükelçiler ve diğer davetliler katıldı.
Ghebreyesus, burada yaptığı konuşmada, yaklaşık 3 hafta önce Kovid-19'un artık küresel halk sağlığı acil durumu olmadığını ilan ettiğini hatırlatarak, hayatın normale dönmesinin ve rahatça seyahat edebilmenin ümit verici olduğunu söyledi.
Salgın boyunca DSÖ'nün, hayat kurtarma çabalarında ülkelere destek olduğuna işaret eden Ghebreyesus, "Kovid-19'un küresel sağlık acil durumu olarak son bulması, 'Kovid-19'un küresel sağlık tehdidi olarak bittiği' anlamına gelmiyor. Yeni hastalık ve ölüm artışlarına neden olabilecek farklı Kovid-19 varyantının ortaya çıkma tehdidi devam ediyor" ifadesini kullandı.
Ghebreyesus, yaşanabilecek bir sonraki salgın sürecinde kararlı, toplu ve adil şekilde mücadele etmeye hazır olmaları gerektiğinin altını çizerek, salgının, acil durumlarda korunması gereken 8 milyar insan olduğunu gösterdiğini vurguladı.
Evrensel sağlık güvencesi kapsamında kaydedilen ilerlemelere dikkati çeken Ghebreyesus, "2018'den bu yana 477 milyon kişi daha evrensel sağlık güvencesinin avantajlarından yararlanıyor. Ancak mevcut eğilime göre, 2030'da BM Küresel Hedefler döneminin sonuna kadar dünya nüfusunun yarısından azı evrensel sağlık güvencesinden faydalanabilecek. Bu konudaki kapsayıcılığımızı artırma hızımızı en az ikiye katlamalıyız" diye konuştu.
"DSÖ VE ORTAKLARI, ÇOCUK FELCİ HASTALIĞINI TAMAMEN BİTİRME KONUSUNDA KARARLI"
Ghebreyesus, 2017-2022 döneminde DSÖ üyesi 133 ülkenin tütün ve şekerli içecekler dahil sağlığa zararlı ürünlere yönelik sağlık vergisini artırdığını ya da yeni vergiler uygulamaya koyduğunu hatırlatarak, endüstriyel olarak üretilen trans yağın küresel gıda arzından çıkarılmasında da önemli gelişmeler gördüklerini söyledi.
Birçok ülkenin kardiyovasküler hastalıklar için önemli bir risk faktörü olan tuz kullanımını azaltmada da ilerlemeler kaydettiğini belirten Ghebreyesus, ülkeleri daha sağlıklı nüfuslar oluşturmaları için desteklemeye devam ettiklerinin altını çizdi.
Ghebreyesus, Kovid-19'un yanı sıra maymun çiçeği virüsünün uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu olarak sona erdiğini anımsatarak, çocuk felcinin tek resmi küresel sağlık acil durumu olmaya devam ettiğini dile getirdi.
2021'de tüm zamanların en düşük seviyesi olan 5 çocuk felci vakasının tespit edildiği bilgisini paylaşan Ghebreyesus, "Geçen yıl Pakistan'da 20, Afganistan'da 2 ve Mozambik'te 8 çocuk felci vakası gördük. Bu yıl şimdiye kadar Afganistan'da 2, Pakistan'da bir çocuk felci vakası gördük. DSÖ ve ortakları, çocuk felci hastalığını tamamen bitirme konusunda kararlı" diye konuştu.
"ÜYE DEVLETLERİ, MÜZAKERELERE YAPICI VE ACİLEN KATILMAYA ÇAĞIRIYORUM"
Ülkelere sağlık alanında atılacak adımlarda birlikte hareket etmeleri ve DSÖ'ye yönelik desteklerini artırmaları çağrısında bulunan Ghebreyesus, şunları kaydetti:
''Dünyanın bir daha asla Kovid-19 gibi bir salgının tahribatıyla karşı karşıya kalmaması için her üye devleti, salgın anlaşması ve Uluslararası Sağlık Tüzüğü ile ilgili müzakerelere yapıcı ve acilen katılmaya çağırıyorum. DSÖ'nün 75. yılını kutlarken sağlığı geliştirmek, dünyayı güvende tutmak ve savunmasız insanlara hizmet vermek için birlikte daha fazlasını yapmaya söz verelim.''