Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de partisinin Grup Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Doğru duvar yıkılmaz inancıyla Suriye krizinin ilk anından itibaren hep tarihin doğru tarafında yer aldık" dedi
"İhtiyaç duydukları her alanda Suriye’ye destek vereceğiz"
Suriyeli kardeşlerimizi 13 yıl nasıl yalnız bırakmadıysak, bundan sonra da tüm kapasitemizle yanlarında olacağız.
Önce MİT Başkanımızı, ardından da Dışişleri Bakanımızı süratle Şam’a gönderdik.
Büyükelçiliğimizi hemen faaliyete geçirdik.
AFAD’dımız, Sednaya Hapishanesi başta olmak üzere işkencehanelerde incelemelerde bulundu.
Bakanlıklarımız, kurumlarımız, belediyelerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız kendi alanlarında hazırlıklarını yoğun bir şekilde yapıyor.
Yakında Halep Başkonsolosluğumuzu hizmete açıyoruz. Yeni yönetimin lideri Sayın Ahmet Eş-Sera’nın süreci çok iyi idare ettiğini, verdiği ılımlı ve yapıcı mesajlarla takdir topladığını görüyoruz.
Enerjiden ulaştırmaya, şehircilikten eğitim ve sağlığa, güvenlikten ticarete kadar ihtiyaç duydukları her alanda Suriye’ye destek vereceğiz.
Suriye’nin kendini toparlaması, kurumsal kapasitesinin güçlendirilmesi, devletin yeniden temel görevlerini yapabilir hale gelmesi için yeni yönetime katkı sunacağız.
Toprak bütünlüğüne yönelik saldırılar karşısında da Türkiye olarak tavizsiz duruşumuzu muhafaza edeceğiz.
“Selden kütük kapma yarışında” olan kim varsa, Suriye halkıyla birlikte karşısında milletimizi de bulacaktır.
DEAŞ ve PKK başta olmak üzere her iki ülkenin de bekasına kasteden terör örgütlerinin başını ezmekte kararlıyız.
Kabine sonrasında da ifade ettim, eski hal muhaldir. Bölücü caniler ya kendileri silahlara veda edecekler, ya da silahlarıyla birlikte Suriye topraklarına gömülecekler.
Kürt kardeşlerimizle aramıza kandan duvar örmeye çalışan terör örgütünü ortadan kaldıracağız.
Terör örgütü ve destekçilerinin nasıl bir hesabı varsa, elbette bizim de bir hesabımız var.
Allah’ın izniyle sabırla, kararlılıkla ve dikkatli bir şekilde hareket ederek, emperyalistlerin oyunlarını bozacağız.
Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, diğer tüm etnik ve dini gruplarıyla biz aynı gökyüzüne bakıyoruz, aynı havayı teneffüs ediyoruz.