İsrail hükümetinin Meclisten geçirmek istediği yargı düzenlemesine karşı ülke genelinde kitlesel protestolar haftalardır devam ederken Başbakan Binyamin Netanyahu üzerindeki baskı da giderek artıyor.
Ülkede Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, hakimlerin seçimi konusunda yargının etkisini azaltan, yargının gücünü yasama ve yürütmenin lehine sınırlandırmayı amaçlayan yasa tasarısı nedeniyle Netanyahu öncülüğündeki aşırı sağcı koalisyon hükümetine yönelik tepkiler giderek büyüyor.
Netanyahu hükümeti, yargının yetkilerini sınırlandıran tasarı konusunda taviz vermeye yanaşmazsa İsrail'de benzeri görülmemiş bir anayasal krizin doğmasından endişe ediliyor.
- Ülke genelinde protestolar
Ülkede 9 haftadır her cumartesi Netanyahu hükümetinin yargı düzenlemesine karşı kitlesel gösteriler düzenleniyor.
Başta Tel Aviv olmak üzere Hayfa, Batı Kudüs, Birüssebi ve Netanya gibi büyük kentler dahil ülke çapında onlarca noktada gerçekleştirilen gösterilere on binlerce İsrailli katılıyor.
Gösterilere, ülkedeki sivil toplum kuruluşları, hukukçular ve yüksek teknoloji ile sağlık sektörü gibi meslek gruplarının yanı sıra muhalefet liderleri, siyasetçiler ve eski devlet yetkilileri de katılıyor.
Bu yılın başında yeniden iktidara gelmesinden önce, 1996-1999 ve 2009-2021 yıllarında olmak üzere 15 yıl başbakanlık yapan ve ülkede "en uzun süreli başbakanlık görevinde bulunan siyasetçi" olma özelliğini taşıyan Netanyahu, kendisine karşı düzenlenen protestolara yabancı değil.
Ancak sokaklara dökülen sivillerin yanı sıra, başta ordu olmak üzere devlet kurumları içinden kişilerin de yargı düzenlemesini protesto eden açıklama ve eylemlerde bulunması ülkede bir ilk olarak öne çıkıyor.
- Muhalefetin tepkisi
İsrail'de muhalefet, Başbakan Netanyahu'nun tartışmalı yargı düzenlemesinde geri adım atmayı reddetmesi nedeniyle ülkenin bir krize sürüklenmekte olduğunu savunuyor.
İsrail muhalefetinin önde gelen iki ismi, eski Başbakan ve Yeş Atid (Gelecek Var) Partisi lideri Yair Lapid ile Mavi-Beyaz İttifakı lideri Benny Gantz, dün yaptıkları ortak yazılı açıklamayla Başbakan'a uyarıda bulundu.
İki liderin açıklamasında, "İsrail'in birliği için harcadığımız tüm çabalarımız ayaklar altına alındı ve reddedildi. İsrail ulusal bir acil durumun eşiğinde ama Netanyahu durmayı reddediyor." ifadelerine yer verildi.
Ülkede haftalardır tartışma ve kitlesel protestolara neden olan yargı düzenlemesi konusunda iktidar ve muhalefet arasında uzlaşı sağlanması için İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un girişimlerine de değinilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
"Cumhurbaşkanı'nın geniş kapsamlı müzakereler ve anlaşmaya varma çabalarına derinden saygı duyuyor ve takdir ediyoruz. Ancak demokrasinin ve halkın birliğinin korunmasına yol açacak adil ve etkili müzakerelere ulaşmak için Netanyahu'nun söz konusu düzenlemeye ilişkin Meclisteki süreci, tam, kapsamlı ve gerçek bir şekilde durdurduğunu ilan etmesi gerekiyor."
- İsrailli yedek askerlerin "yargı protestosu"
Yargı düzenlemesine karşı İsrail ordusu içinden gelen tepkiler ise hükümete karşı baskıyı yeni bir boyuta taşıdı.
Orduda görev yapan 37 yedek savaş pilotu, 5 Mart'ta yaptıkları açıklamayla, yargının yetkilerini kısıtlayan yasa teklifine tepki amacıyla 8 Mart'taki eğitime katılmayacaklarını bildirdi.
Aynı şekilde, İsrail ordusu siber kuvvetlerine bağlı aralarında albay, yarbay ve tümgenerallerin de yer aldığı 150 kadar personel, yargı düzenlemesi durdurulmazsa bir sonraki eğitimlere katılmayacaklarını duyurdu.
Ayrıca, İsrail ordusundan emekli tüm hava kuvvetleri komutanları da Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'a "ülkedeki gelişmelerle ilgili endişelerini dile getiren" ve "savaş pilotlarının adımlarını destekleyen" bir mektup gönderdi.
İsrail ordusundaki farklı kuvvet ve birliklerden bazı yedek askerler de aynı nedenle eğitimlere katılmayacakları yönünde açıklamalar yaptı.
Ordu yetkilileri ise son haftalarda Netanyahu'nun "yargı reformu" paketine karşı protestoların artmasının ardından "yedek askerlik sistemi"nde ciddi bir krizin ortaya çıkmasından endişe ediyor.
Eski İsrail Hava Kuvvetleri komutanı Eliezer Shkedi, ordu mensuplarının yedek görevi reddetme tehdidine karşı çıkarken hükümetin yargı düzenlemesi planını durdurması gerektiği uyarısında bulundu.
Shkedi, İsrail'in "Kanal 12" televizyonuna yaptığı açıklamada, "toplumun ölümcül bir şekilde parçalanmasını önlemek için söz konusu yasa tasarısının durdurulması ve anlaşmaya varılması gerektiğini" söyledi.
Buna karşılık Başbakan Netanyahu ise yedek askerlerin kararına tepki göstererek ordudaki talimlere katılmayı reddetmelerinin "varoluşsal tehdit" oluşturduğunu söyledi.
Netanyahu, "Bu toplumda protestoya yer var, fikir ayrılıklarına yer var ama görevi reddetmeye yer yok." diye konuştu.
- İsrail Genelkurmay Başkanı'ndan Netanyahu'ya uyarı
İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi de yedek askerlerin, yargı düzenlemesine karşı gerçekleştirilen protestolara destek vererek talimlere katılmayı reddetmesinin "ordu içinde yayılabileceği" konusunda Başbakan Binyamin Netanyahu'yu uyardı.
İsrail basınına yansıyan haberlere göre, Genelkurmay Başkanı Halevi, aralarında savaş pilotları ve siber güvenlik uzmanlarının da bulunduğu yedek askerlerin hükümetin yargı düzenlemelerini gerekçe göstererek eğitimlere katılmayı reddetmesine ilişkin dün Netanyahu ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Netanyahu'ya bu konudaki kaygılarını ileten Halevi, "Orduda hizmeti reddetmenin yayılmasından ve askerliği reddetme konusundaki tartışmalardan çok endişeliyim. Bu, İsrail ordusunun operasyonel kabiliyetine zarar verebilir." ifadelerini kullandı.
Halevi’nin aynı yöndeki uyarıyı Savunma Bakanı Yoav Gallant ile de paylaştığı kaydedildi.
Muhalefetteki Mavi-Beyaz İttifakı lideri, eski Savunma Bakanı Benny Gantz da askerlerin protesto kararını eleştiren Netanyahu'ya tepki gösterdi.
Gantz, dün, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Ordudan siyaseti çıkarmak isteyenler, orduda siyaset yapmayın. İlk reddeden sensin Netanyahu. Darbeyi (yargı düzenlemesi) durdurarak müzakerelere başlamayı reddeden sensin. İsrailli vatanseverlerin çağrılarını duymayı reddediyor ve bütün bir ülkeyi kaosa sürüklüyorsun." ifadelerine yer verdi.
- Cumhurbaşkanı Herzog "diyalog masası" kurmaya çalışıyor
Söz konusu yargı düzenlemesi ile ilgili gelinen noktayı, İsrail için "tarihi bir kriz" olarak değerlendiren Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ise siyasi partileri, uzlaşmacı çözümler bulmak adına iki taraflı bir diyalog masasına oturtmaya çalışıyor.
Dün bir grup İsrailli yerel yetkiliyi kabulünde konuşan Herzog, "Bizi içeriden yok etmekle tehdit eden tarihi bir krizin içindeyiz" dedi.
Herzog, çekincelerini ise şu sözlerle ifade etti:
"İsrail devletinin yaşadığı en zor anlardan birindeyiz. Bu bir paradoks gibi görünüyor, değil mi? Füze yok, sirenler yok, kırmızı alarm yok. Ancak bunun çok büyük bir ulusal tehlike olduğunu derinden biliyoruz.”
İsrail'de bir yandan hükümet yargı düzenlemesini Meclisten geçirme noktasında adım adım ilerlerken, diğer yandan da Cumhurbaşkanı Herzog bu konudaki karşıt tarafları bir araya getirebilmek için yoğun çaba sarf ediyor.
Herzog’un uzlaşı çağrılarına şu ana kadar net bir yanıt vermeyen hükümet, söz konusu yasayı Meclisten çıkarmak için kararlı görünüyor.
Muhalefet lideri Yair Lapid ise, koalisyon hükümetine Herzog'a kulak verme ve yasa tasarısını "derhal" durdurma çağrısı yaptı.
Lapid, Twitter hesabından, "Koalisyona sesleniyorum, Cumhurbaşkanı'nı dinleyin! Tasarının derhal durdurulduğunu duyurun ve hazırlanan taslağı tartışmak için oturalım." paylaşımında bulundu.
- İsrail'i bekleyen iki seçenek
Netanyahu hükümetinin kurulduğu Aralık 2022'den bu yana devam eden protestoların, söz konusu yasal düzenlemelerin bir sürpriz yaşanmadığı takdirde nisan ayında nihai olarak kabul edilmesine kadar sürmesi bekleniyor.
İsrail'in önünde "hükümet ile muhalefetin bir uzlaşıya varmak için masaya oturması" ya da "tarafların mevcut tutumunu sürdürmesi" olmak üzere iki seçenek bulunuyor. Son seçeneğin gerçekleşmesi durumunda yasa tasarılarının gelecek ay Mecliste nihai onayı alması muhtemel.
İsrail hükümeti, parlamento çoğunluğuna güveniyor ve başta Yüksek Mahkeme olmak üzere yargının gücünü yasama ve yürütmenin lehine sınırlamak istiyor.
Hükümetin yargıya müdahalesi olarak görülen yasa tasarısı, hem yönetim yapısı hem de hukuk sistemi açısından on yıllardır ülkede hakim olan temel demokratik tabiata aykırı olarak değerlendiriliyor.
Netanyahu, toplumsal ve siyasi muhalefetin yanı sıra devlet içinden gelen yoğun baskılara şimdiye kadar boyun eğmedi ve taviz vermeye yönelik somut bir adım da atmadı.
"Bir tür çözüm fırsatı var mı ya da Netanyahu ve hükümeti istedikleri yönde hızla hareket edecek mi?" henüz bilinmiyor.
- Netanyahu hükümetinin tartışmalı "yargı reformu"
İsrail Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclise devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı merci olarak görev yapan Yüksek Mahkeme, Meclisin çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümetinin açıkladığı yargı düzenlemesi, Meclisin çıkardığı kanunları bozma yetkisinin Yüksek Mahkemenin elinden almayı amaçlıyor.
İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara, hükümetin yargı düzenlemesine karşı itirazlarını yazılı olarak iletmiş, kaygılarının "güçler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve bireysel hakların korunması"nın bozulması üzerinde toplandığını belirtmişti.