Tunus’ta birçok siyasi partinin boykot ettiği erken genel seçimlerin kesin olmayan sonuçlarına göre yeni parlamento ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanı Kays Said destekçisi isimlerden oluştu.
Bağımsız Yüksek Seçim Kurulunun açıklamasına göre, 29 Ocak'ta yapılan genel seçimlerin ikinci turuna katılım yüzde 11,4'te kaldı.
Yurt dışındaki 10 seçim bölgesinden 7’sinde milletvekili adayı çıkmadığı için 161 sandalyeli meclise 25’i kadın 154 aday girmeye hak kazandı. Buna göre parlamentoda 7 koltuk boş kalacak.
Kesin resmi sonuçların mart başında duyurulması beklenen erken genel seçimlerin ardından oluşan mecliste, Cumhurbaşkanı Said yanlısı yeni kurulan siyasi oluşumlardan isimler ve bağımsızlar çoğunlukta yer alıyor.
Ülkede Said’in parlamentoyu feshetmesinin yolunu açan “25 Temmuz 2021 olağanüstü kararlarının” ardından hazırlanan yeni anayasa ve seçim yasası, siyasi partilerin listeler ile seçimlere katılmasının önünü kapatmıştı.
Milletvekili adaylığına ferdi başvuruların yapılabildiği yeni sistemde, siyasi partiler seçim çalışması yürütemedi.
- Halk Hareketi 20-25 milletvekili bekliyor
Cumhurbaşkanı Said’in 25 Temmuz kararlarına destek veren yeni siyasi oluşumlardan "25 Temmuz Hareketi” ve “Halk Kazansın Girişimi” ile Halk Hareketi Partisi yetkilileri, seçimlerin ardından mecliste temsilleriyle ilgili çeşitli açıklamalarda bulundu.
Halk Hareketi Basın Sorumlusu Usame Avidat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Hareketimize üye milletvekillerinin sayısı tam olarak belli değil. Henüz sonuçları toplama ve derleme aşamasındayız. Fakat 20 ila 25 milletvekilinden oluşan hatırı sayılır bir grubumuz olmasını bekliyoruz." dedi.
Seçimleri Tunus'ta yeni bir dönemin başlangıcı olarak nitelendiren Avidat, "Cumhurbaşkanı Said’in olağanüstü kararları döneminde yasama seçimleri sorunsuz tamamlandı. Bu şekilde olağanüstü kararların gölgesindeki yönetim sona erdi. Bu süreçten sonra dünyadaki diğer parlamentolar gibi devlet kurumlarının yeniden ihya edilmesine odaklanmak ve yeni kanunlar üzerinde çalışmak istiyoruz." diye konuştu.
Muhalefetin, seçimlere düşük katılımın ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik krizi körükleyeceği yönündeki açıklamalarına katılmadığını söyleyen Avidat, "Tunus çöküşe doğru gitmiyor, ülkede krizler sona erecek. Açık bir şekilde söylemek gerekirse gelecek için umuttan başka bir şey görmüyorum. Geleceğin karanlık olduğu görüşlerine katılmıyoruz, biz çözümlerden yanayız." değerlendirmesinde bulundu.
- Halk Kazansın Girişimi: Meclisteki en büyük grubu oluşturacağız
Halk Kazansın Girişimi lideri Selahaddin Davudi ise mecliste muhtemelen en büyük siyasi grubu oluşturacaklarını iddia etti.
Seçimlerin ardından artık kesin sonuçların açıklanmasını beklediklerini belirten Davudi, "Anayasa Mahkemesinin oluşturulması, kamu kurumlarındaki reformlar ve diğer devlet kurumlarının tekrar işletilmelerini sağlamak için bir an önce çalışmalara başlamak istiyoruz." dedi.
Yeni parlamentonun ülkede yaşanan siyasi ve ekonomik krizi çözmek için büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Davudi, "Ülkedeki krizi çözümsüz gören taraflar 25 Temmuz’dan önceki eski sistemin taraftarları. Biz devlet kurumlarının sorunsuz çalışmasına ve krizleri çözmeye odaklandık." ifadelerini kullandı.
- 25 Temmuz Hareketi: "Muhalefet siyasi arenayı karıştırıyor"
25 Temmuz Hareketi Siyasi Büro Başkanı Abdurrezak el-Haluli de milletvekili sayılarına ilişkin iddialı konuştu.
Haluli, "Seçimlerde canla başla çalıştık, her seçim bölgesinden aday çıkarmaya çalıştık. İlk turda 10 seçim bölgesinde başarı olduk. İkinci turda kazanan üyelerimizle beraber mecliste yaklaşık 86 sandalyeye sahip olacağız." dedi.
Haluli, farklı görüşlere sahip diğer parlamento üyeleri ile uyumlu bir şekilde çalışacaklarına inandıklarını ifade etti.
Erken genel seçimlere katılımın düşük seviyede gerçekleşmesini muhalefetin siyasi krizi derinleştirmek için “köpürttüğünü” savunan Haluli, "Muhalefet siyasi arenayı karıştırıyor. Tabii siyasi olarak istediklerini söylemeye hakları var, onlardan olumlu bir tutum sergilemelerini beklemiyoruz." diye konuştu.
- “Halk seçimleri boykot etti”
Seçimleri boykot eden muhalefetin çatı oluşumu Ulusal Kurtuluş Cephesi üyesi "Emek ve Başarı Partisi Genel Sekreteri" Abdullatif Mekki ise 25 Temmuz kararlarının ardından 1 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen siyasi ve ekonomik krizin devam ettiğini belirtti.
Erken genel seçimlere katılımın çok düşük olduğuna dikkati çeken Mekki, "Halk seçimleri boykot etti. Vatandaşların iktidara güveni gitgide azalıyor. Yeni parlamento ölü doğan çocuk gibi, çözüm üretmekten uzak ve ülkedeki krizi daha da derinleştirecek." dedi.
Mekki, Said taraftarlarının iyimser gelecek tablosuna ilişkin ise şunları söyledi:
"Kendilerini istikrarı sağlayacakları konusundan kandırıyorlar. Sorunsuz bir şekilde parlamentonun çalışacağını zannediyorlar. Ancak krizi çözmekten uzak yeni parlamento da Said ile anlaşmazlığa düşebilir. Ülke iflasın eşliğinde, ölümcül ekonomik krize çözüm bulunmazsa kriz daha da derinleşerek devam edecek."
Cumhurbaşkanı Said'in önünde istifa etmekten başka bir seçenek olmadığını savunan Mekki, "Said, kendi isteğiyle gitmezse büyük bir halk kitlesinin öfkesiyle gitmek zorunda kalacak. Biz Kays Said rejimine değil darbeye karşıyız. Muhalefeti bir arada tutan motivasyon darbeye karşı olmaları. Bu yüzden Kays Said karşıtlığı üzerinden muhalefeti değerlendirmek yanlış olur. Kays Said’e destek verenler dahi artık onun karşısında." ifadelerini kullandı.
- Tunus'ta siyasi kriz ve erken genel seçimler
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, 25 Temmuz 2021'de meclisin çalışmalarını askıya alarak milletvekili dokunulmazlıklarını kaldırmış, 22 Eylül 2021'de yeni kararnamelerle yetkilerini genişleterek yürütme organını tamamen kendine bağlamıştı.
Said, 13 Aralık 2021'de açıkladığı "siyasi krizden çıkışın yol haritası" ile ülkede 25 Temmuz 2022'de anayasa değişikliği referandumuna, 17 Aralık 2022'de de erken genel seçime gidileceğini ve o zamana kadar meclisin kapalı kalacağını bildirmişti.
Ülkede 25 Temmuz 2022'de seçmenlerin yüzde 30,5'inin katılımıyla düzenlenen referandumda yeni anayasa kabul edilmişti.
Tunus'ta 17 Aralık 2022'de yapılan erken genel seçimlerin ilk turuna katılım da yüzde 11,22'de kalmıştı. Seçimlere "rekor seviyedeki" düşük katılımın ardından muhalefet partileri, Kays Said’in meşruiyetini kaybettiğini savunarak cumhurbaşkanlığı seçiminin öne alınması çağrısı yapmıştı.