Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Gazze, İslam dünyası için bir imtihan kağıdıdır. İnşallah bu sınavdan alnımızın akıyla geçecek ve kardeşlerimizin yanında en güçlü şekilde yerimizi alacağız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuveyt, Katar ve Umman'ı kapsayan 3 günlük ziyaretinin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Dış politikada Körfez ülkeleriyle ilişkilere büyük önem verdiklerini vurgulayan Erdoğan, bu ülkelerle münasebetleri tesis ettikleri üst düzey mekanizmalar ve imzaladıkları anlaşmalarla pekiştirdiklerini söyledi.
Erdoğan, Körfez'le ilişkilerin bir diğer boyutunu Kuveyt'in dönem başkanı olduğu Körfez İşbirliği Konseyi ile ilişkilerin oluşturduğunu belirterek, ziyaret ettiği ülkelerin bu bağlamda oynadığı rolün çok kıymetli olduğunu bildirdi.
Konseyle gündemlerindeki serbest ticaret anlaşmasının müzakerelerine uzun bir aradan sonra geçen yıl tekrar başladıklarını hatırlatan Erdoğan, anlaşmanın tamamlanmasıyla Körfez'den gerek ticarette gerek karşılıklı yatırımlarda, önemli artış yaşanmasını temenni ettiklerini dile getirdi.
Erdoğan, Körfez turunun ilk ayağında Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın davetine icabetle Kuveyt'i ziyaret ettiklerini anımsatarak, "Hatırlayacaksınız Şeyh Meşal geçtiğimiz yıl mayıs ayında Ankara'ya resmi ziyaret gerçekleştirmişti. Ben de hayatını kaybeden Emir Şeyh Sabah'ın vefatı üzerine Kuveyt'i son olarak 7 Ekim 2020'de ziyaret etmiştim. Şeyh Meşal'in ziyaretinde çeşitli alanlarda işbirliğine dair 6 anlaşma imzalamıştık. Bu ziyaretimizde de ulaştırma, enerji ve yatırımlar anlamında 4 belgeyi daha kabul etmiş olduk. Şeyh Meşal ile ticaret, yatırımlar, ulaştırma ve enerjinin yanı sıra geçen yıl imzaladığımız 'Devletten Devlete Satış Protokolü'nde yer alan savunma sanayii projelerini de değerlendirdik." diye konuştu.
"Katar ile ilişkilerimiz her düzeyde mükemmel şekilde seyrediyor"
Kuveyt'in ardından ziyaret ettiği Katar'da 2014'te tesis ettikleri Yüksek Stratejik Komite toplantısının 11'incisini icra ettiklerini hatırlatan Erdoğan, Katar ile ilişkilerinin her düzeyde mükemmel şekilde seyrettiğini söyledi.
Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani ile başkanlığını yaptıkları Yüksek Stratejik Komite toplantısında, bu ilişkilerin durumunu her yıl mütalaa ettiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Katar ile bölgesel konularda tam bir uyum içindeyiz. Son olarak Filistin, Suriye, Afganistan gibi çok önemli başlıklarda ortak girişimlerimizin neticelerine şahitlik ettiniz. İsrail'in Katar'a saldırısı sonrasında Doha'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Arap Ligi Zirvesi'ne de katılmıştık. İkili planda ise ticaret ve yatırımlar bağlamında işbirliğimiz güçlenerek devam ediyor. Bu ziyaretimizde de 4 belgeyi daha kabul ettik. Savunma sanayii ve güvenlik işbirliği gibi konuları da değerlendirdik."
"Umman'ı 20 yıl aradan sonra yeniden görmekten memnunum"
Katar'ın ardından Umman Sultanı Heysem bin Tarık'ın daveti üzerine Körfez turunun son ayağı olan Umman'ı ziyaret ettiklerini hatırlatan Erdoğan, en son 2005'te başbakanlığı sırasında ziyaret ettiği Umman'ı 20 yıl aradan sonra yeniden görmekten memnun olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, geçtiğimiz yıl kasım ayında Umman'dan Türkiye'ye devlet başkanı düzeyinde ilk resmi ziyaretin gerçekleştiğini ve bu vesileyle ticaret, yatırım, finans, dış politika, tarım gibi çeşitli alanlarda 10 anlaşma imzaladıklarını anımsattı.
Sultan Heysem ile ikili ve heyetler arası görüşmelerde savunma başta olmak üzere tüm alanlarda işbirliğini değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Aynı zamanda bölgemizdeki gelişmeler hakkında kapsamlı şekilde fikir teatisinde bulunduk. Ülkelerimiz arasında koordinasyon konseyi kurulmasını kararlaştırdık. Savunma sanayii, enerji, teknoloji, sanayi, yatırımlar gibi alanlarda 16 belgeyi daha imzaladık. Geçtiğimiz sene Umman vatandaşlarına tanıdığımız vize kolaylığına Umman tarafı da bu ziyaretimizde karşılık vermiş oldu. Vatandaşlarımız 1 Kasım'dan itibaren Umman'a ziyaretlerini belirli süreler için vizesiz gerçekleştirebilecek."
"Eurofighter savaş uçaklarının satın alımı müzakereleri olumlu seyrediyor"
Bu turda yerli elektrikli otomobil Togg'u Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ile Umman Sultanı Heysem bin Tarık'a hediye ettiğine değinen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Katar ve Umman'da ayrıca savunma şirketlerimizin muhataplarıyla verimli görüşmeleri oldu. Milli Savunma Bakanımın eş güdümünde Katar ve Umman tarafıyla bir süredir devam eden Eurofighter savaş uçaklarının satın alımı konusunda muhataplarımızla konuyu ele aldık. Birçok teknik ayrıntıya sahip bu konuda yürüttüğümüz müzakereler olumlu yönde seyrediyor. Ziyaretimizin ikili ilişkilerimiz başta olmak üzere bölgemiz ve İslam dünyası için hayırlara vesile olmasını diliyorum."
Gazze'deki ateşkesin muhafazasının sağlanıp sağlanamayacağı ve ihlallerin artması durumunda İsrail'e karşı nasıl bir uluslararası baskı kurulabileceğine ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Türkiye olarak ateşkesin sağlanabilmesi noktasında elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Hamas tarafı ateşkese riayet ediyor. Hatta bu konuda kararlı olduklarını da açıkça ifade ediyorlar. İsrail ise ateşkesi ihlal etmeye devam ediyor. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere uluslararası toplumun, İsrail'in ateşkese ve anlaşmaya tam uyumunu sağlama noktasında daha fazla gayret etmeleri lazım. Bu süreçte İsrail'e yönelik yeterli diplomatik baskı şart." ifadelerini kullandı.
"Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın"
Erdoğan, "Bu ihlaller sürerken Gazze'ye yeterli insani yardım ulaştırılması ya da kentin yeniden inşası mümkün olabilecek mi?" sorusunu da şöyle yanıtladı:
"Gazze yeniden ayağa kalkacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bu noktada Gazze'ye yardımların kesintisiz erişimi çok önemli. Yardımlarımızı Mısır'a sevk etmeye asla ara vermedik, vermeyiz. Devletimizin ve sivil toplum kuruluşlarımızın bölgeye ulaştırdığı yardımları tırlarla Gazze'ye gönderiyoruz. 17'nci İyilik Gemimiz geçtiğimiz günlerde El-Ariş Limanına ulaştı. Gazzeli kardeşlerimiz, İsrail'in uyguladığı insanlık dışı abluka nedeniyle her şeye ihtiyaç duyuyorlar. Bundan daha doğal hiçbir şey olamaz. Bizler, onların ihtiyaçlarını karşılamak, Gazze'yi yeniden inşa ve ihya etmek için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Artık laf değil, icraat zamanı. Yaptırımlarla silah satışlarının durdurulmasıyla İsrail, verdiği sözü tutmaya zorlanmalı. Bunun adımlarını da atıyoruz. Atmaya da devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'de konuşlandırılması planlanan güçle ilgili müzakereler hangi aşamada?" sorusunu, "Gazze'de vazife üstlenecek görev gücü ile ilgili görüşmeler devam ediyor. Bu işin modalitesi henüz netleşmiş değil. Çok katmanlı bir konu olduğu için kapsamlı müzakereler yapılıyor. Biz Gazze'ye bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız. Şu anda altyapı çalışmalarımız da devam ediyor." şeklinde yanıtladı.
Körfez ülkelerine, Gazze'nin yeniden toparlanması ve imarı yönünde katkı sunmak adına tavsiyelerde bulunup bulunmadığı sorulan Erdoğan, Gazze'nin hep birlikte ayağa kaldırılacağını, buna sadece Türkiye veya sadece Mısır ya da diğer Körfez ülkelerinin tek başına muktedir olamayacağını söyledi.
Gazze'de müstakil bir toplu inşa ve ihya çalışması yürütüleceğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bunun için de bütün duraklarımızda kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdik. Gidemediğim yerlere Dışişleri Bakanımı, İstihbarat Başkanımı, Milli Savunma Bakanımı gönderip, 'Görüşmeler onlar vasıtasıyla yürüsün.' dedim. Bu temaslar devam ediyor. Körfez ülkelerindeki kardeşlerimize açık ve net şekilde çağrımızı yaptık. Az önce de söylediğim gibi artık söz değil, icraat zamanı. Kuveyt'te, Katar'da, Umman'da bu konuda güçlü ve samimi bir irade, bunun yanında da vicdani bir hassasiyet gördük. Özellikle Katar, zaten bugüne kadar Filistin'e en çok destek veren ülkelerden biri.
Gazze, İslam dünyası için bir imtihan kağıdıdır. İnşallah bu sınavdan alnımızın akıyla geçecek ve kardeşlerimizin yanında en güçlü şekilde yerimizi alacağız. İsrail'in saldırıları, Gazze'nin maalesef altyapısını yerle bir etti. Şimdi burada çok ciddi hafriyat çalışmaları yapılarak, bu yıkımları kaldırmamız gerekiyor. Önce iş makinelerinin yapacağı çalışmalar, ardından altyapıya yönelik atılacak adımlar var. Gazze'de hastaneler, okullar, ibadethaneler, fırınlar, bunların hepsi yerle yeksan edildi. Bunun yeniden inşası kolay bir iş değil. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere hep birlikte bu adımı inşallah atacağız. Gazze, bütün insanlığı yıllar boyunca utandıran bir vahşete tanık oldu. Gazzeli kardeşlerimize insanlık olarak onurlu ve müreffeh bir geleceği hep beraber hazırlamamız gerekiyor. Türkiye, bu noktada her türlü fırsatı değerlendirerek elinden gelen gayreti ortaya koyacak."
"İstanbul'un barış vizyonundaki önemi bir kez daha ortaya çıktı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir basın mensubunun, "Yakın zamanda Budapeşte'de bir Amerika-Rusya zirvesi olacağı söylendi ama net bir tarih belirtilmedi. Anlaşılıyor ki konu askıya alındı. Rusya-Ukrayna krizinin çözümü için İstanbul formülünde hangi aşamadayız?" sorusu üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Burada Türkiye'nin veya İstanbul'un barış vizyonundaki önemi bir kez daha ortaya çıktı. Biz her an böyle bir adıma ev sahipliği yapmaya hazırız. Keşke Budapeşte'deki görüşme yapılabilseydi. Biz bu savaşın sona erdirilmesi için her türlü diyaloğun yararlı olacağını düşünüyoruz. En başından beri bunu savunduk, bunun için çalıştık, adil barışın mümkün olduğunu ifade ettik. Her iki tarafla da iyi ilişkilerimiz bulunuyor ve her iki tarafın da güvenini kazanmış bir ülkeyiz. Bu barış yolunda bize avantaj sağlıyor ve bu durumu insanlığın yararına kullanmakta kararlıyız."
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan seçimleri Tufan Erhürman'ın kazanıp KKTC'nin yeni cumhurbaşkanı olduğu hatırlatılarak, yeni dönemin nasıl olacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Kuzey Kıbrıs'la ilgili şu ana kadar AK Parti iktidarında ilişkilerimiz nasıl olduysa bundan sonra da yine aynı şekilde devam edecektir. Bizim Kuzey Kıbrıs'a yan bakmamız, ters bakmamız asla mümkün değil. Yapılan önemli bir seçimdir ve Kıbrıs Türkünün iradesi bizim için çok saygındır. Bunun için kendilerini tebrik ettik. Bu kadar yatırımı biz Kuzey Kıbrıs'a boşuna yapmadık. Yıllar yılı biz Kuzey Kıbrıs'a giderdik. Cumhurbaşkanlığı binası küçüktü, orada bizi karşılarlardı, orada törenlerimizi yapardık. 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yakışan bir parlamento binasını ve Cumhurbaşkanlığı binasını yapmak gerekir.' dedik ve süratle de parlamento binasını ve Cumhurbaşkanlığı makamını orada inşa ettik.
Güney Kıbrıs'ta ise böyle bir şey yok. Seçim yapıldı, biz de demokrasiye inanan bir lider olarak telefonla seçimi kazanan adayı tebrik ettik. 'Şu anda bir Körfez ziyaretim var. Körfez ziyaretinden sonra kapımız sizlere açık, buyurun, sizleri bekliyoruz.' dedik. Kendileri de bu ziyareti gerçekleştireceklerini söylediler. Yabancı değiliz birbirimize, görüşeceğiz. İnşallah bu hafta sonuna kadar bu ziyaret gerçekleşirse kendileriyle etraflıca Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilişkilerini ele alacağız."
"Mark Rutte ile de ilişkilerimiz gayet iyi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir basın mensubunun eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in anılarını yazdığı kitaba atıfta bulunarak, "Orada sizinle yaptığı görüşmelere bir yer ayırdı, bazı örnekler verdi. Bu görüşmelerin çok samimi bir havada geçtiğini vurguladı. Siz özellikle Batılı liderlerle yaptığınız görüşmelerde, yürüttüğünüz ilişkilerde bu tür samimi temasların Türkiye'nin tezlerini anlatma noktasında ne kadar katkı sağladığını düşünüyorsunuz? Haşlanmış mısır ikram etmişsiniz, hatırlıyor musunuz?" sorusunu da yanıtladı.
Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Hatırlamaz olur muyum? Zaten gelen misafirlerimize mevsim ne ise ona göre mısırsa mısır, kestaneyse kestane, hep ikramda bulunuruz. Sayın Stoltenberg, gerçekten NATO Genel Sekreterleri içerisinde olumlu yaklaşımları olan bir isimdi. Ailece misafirim olmuştu, Boğaz'da ailece gezi yaptığımız bir dostumuz, arkadaşımızdı. Bunlar sıradan olaylar değil. Diplomasinin gereği bu. Onun için de bu tür ilişkiler önem arz ediyor. Şu anki Genel Sekreter arkadaşımız Mark Rutte ile de ilişkilerimiz gayet iyi. Sayın Stoltenberg'in bunları hatıratının içerisinde değerlendirmiş olması, ilişkilerimizin devamının ne kadar önemli olacağını göstermesi bakımından da isabetli olmuş. İnşallah ilk görüşmemizde bu kitabı da karşılıklı tahlil ederiz."